Öncelikle normal adet kanamasını tarif edecek olursak menarş dediğimiz ilk adetten menopoza kadar olan dönemde döl yatağı ya da endometrium denilen ve rahmin iç tabakasını oluşturan dokunun belirli aralıklarla dökülmesidir. Düzenli bir adet kanaması olabilmesi için kafa içinde bulunan hipotalamus ve hipofiz bezi ile yumurtalıkların bir ahenk içinde çalışması ve rahmin iç tabakasını oluşturan endometriumun da bu organlardan salgılanan hormonlara cevap vermesi gereklidir. Bu uyumun neticesi yumurtlamadır, eğer yumurtlama olmazsa adet kanamaları da belli bir düzen içinde gerçekleşmez.
Normal adet düzeni 28+- 7 gündür, yani 21-35 günde bir tekrarlar, 3-7 gün sürer ve ortalama 20-80 ml miktarında olan kanamalarla birliktedir.
Ancak hastaların sadece %5’inde yukarıda bahsettiğimiz düzen olduğundan adet dışı kanamalar ya da düzensiz adet görme oldukça sık görülen bir durum olup kadın doğum hekimine en sık başvuru nedenlerinden biridir. Adet dışı kanama çoğunlukla altta yatan bir probleme bağlıdır, bu nedenle bir hastalık olarak değil daha çok bir belirti olarak düşünülmelidir. Sebep kafa içindeki iç salgı bezlerine bağlı olabileceği gibi tiroid bezi, böbrek üstü bezi hastalıkları hatta rahim kanserleri dahi olabilir. Yani oldukça geniş bir hastalık grubu adet dışı kanamalara yol açabilir.
Adet dışı kanamaları sınıflayacak olursak hormonal sebepler, kan pıhtılaşma faktörleri ile ilgili sebepler ve organik sebepleri sayabiliriz.
Bunlar; hormonların (anovulasyon) veya pıhtılaşmayla ilgili fonksiyonların bozukluğuna (idyopatik trombositopenik purpura, von Willebrand) bağlı kanamalar ve organik yani kadın üreme organlarından gelişen gözle yada mikroskobik inceleme neticesinde ortaya konulabilen patolojilerin (polip, myom (özellikle submüköz yani rahmin içine doğru büyüyenler), rahim iç zarının kalınlaşması ve kanserler) neden olduğu kanamalardır.
Adet dışı kanamalar yeni doğan bir bebekte olabildiği gibi (anneden gelen hormonların doğum sonrası azalması) menopoz sonrası dönemde de olabilir.
Çocukluk döneminde görülen adet kanamaları puberte prekoks denen ve erken bir seksüel gelişimin belirtisi olabileceği gibi oyun çağında bir çocukta da vajene kaçmış bir yabancı cisim nedeniyle de ortaya çıkabilir, yine bu dönemde görülen bazı nadir tümöral gelişmeler de adet dışı kanamalara neden olabilir.
Buluğ çağına girmiş genç bir kızın adet kanamaları genellikle düzensizdir. Bu durumun en önemli sebebi anovulasyon yani yumurtlamanın başlamamış olmasıdır. Bu durum menarştan yani ilk adetten itibaren genellikle 1-2 yıl sürer, 2 yıldan uzun süren durumlarda ayrıntılı bir araştırmada fayda vardır. Buluğ çağındaki bir kızda yumurtlamasız adetlerin 2 yıldan fazla düzensiz olarak devam etmesi halinde kafa içindeki hormon üreten organları, yumurtalıkları ve yine üreme fonksiyonlarını etkileyebilen tiroid bezini ve bu organların salgıladığı hormonları değerlendirmenin yanında altta yatan bir organik patolojinin olup olmadığını anlamak için ultrasonografi gibi görüntüleme metotları kullanılmaktadır.
Yine yumurtlama düzenini aksatarak adet düzensizliğine neden olan anoreksia nevroza, bulimia gibi yeme bozukluğuyla kendini gösteren psikiyatrik rahatsızlıklar, aşırı fiziksel aktivite, örn; maraton koşan kadın atletlerde adet düzensizlikleri görülmesi, kronik hastalıklar ve emosyonel stres adet dışı kanamalara neden olabilir.
Dış gebelikler de başlangıçta adet dışı kanamalara neden olarak hasta ve hekim için yanlış tanılara yol açabilir, çok sık olmamakla birlikte bu durumun da akılda tutulmasında fayda vardır.
Ülkemizin bulunduğu coğrafyada sık görülen bir hastalık ta polikistik over sendromudur. Yumurtlamanın az ya da hiç olmadığı bu hastalıkta düzensiz adet kanamaları ya 35 günün üzerinde bazan da 21 günün altında aralıklarla meydana gelmektedir. Bu duruma alışan hasta bazen gebe kaldığında bunu farkedememekte ve dış gebelik durumlarında ya da düşük yaptığında tanı koymada gecikmeler yaşanabilmektedir.
Adet dışı kanamaların organik sebeplerine baktığımızda ilk ve en çok karşımıza çıkan hastalık myomlardır. Myomlar rahmin kas dokusundan köken alan iyi huylu tümoral yapılardır. Beyaz ırktaki kadınların %25’inde siyah ırkta ise yaklaşık %50 oranında görülür.
Rahim ağzında genellikle iltihap nedeniyle oluşan erozyonlar (yaralar) ve rahim ağzı kanserleri de özellikle ilişki sonrası kanamalara neden olurlar. Ayrıca rahim içini döşeyen endometriumun kanserleri de adet dışı kanamalar veya menopoz sonrası kanamalarla kendini gösterir. Endometrium kanserleri polikistik over sendromu olan hastalarla, kilolu ve diabetik hastalarda daha fazla görülür.
Aslında adet dışı kanamaların belki de en önemli olduğu dönem menopoza giriş dönemi ve menopoz sonrası dönemdir. Çünkü bu dönemde adet dışı kanamaların en önemli sebepleri hormonal dengesizlikler olmakla birlikte akla gelmediği takdirde ciddi bir kanser de olabilir.
Sonuç olarak adet dışı kanama şikayeti ile gelen her bayanda yaşı ne olursa olsun mutlaka ultrasonografi yapılmalı, hormonal tetkikler istenmeli, rahim ağzı smear testi (rahim ağzından alınan sürüntü örneğinin cama yayılarak histopatoljik inceleme yapılması) yapılmalı ve gerek duyulan durumlarda histeroskopi ( rahim içinin kamera yardımı ile gözlenmesi) yapılmalıdır.